Unutma Sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir.
Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.....
(Mevlan Hz.)
*************************************************************
Cehalet hep aynı şeyi söyler ;
Bilmediği bir şey varsa, onun saçma olduğunu söyler...!
(Tolstoy)
*************************************************************
Dünyadaki en kısa fıkra Necip Fazıl Kısakürek'ten ;
İki kadın sessiz sessiz oturuyorlarmış... :))
*************************************************************
Gerçek aşk sevdiğini anınca yanmak...
Yandıkça da sevdireni anmaktır...
*************************************************************
Ne Kadar Farklı Olursa Olsun; Sana Ait Olmayana Tenezzül Etme,
Ve Ne Kadar Basit Olursa Olsun Senin Olandan Asla Vazgeçme ! ...
*************************************************************
Necip Fazıl'a, Sevgi mi Nefret mi? diye sorarlar..
Üstad Nefret Diye Cevap Verir ve Ekler: Çünkü Onun Sahtesi Olmaz..!
*************************************************************
"Kim, duasının kabul edilmesini ve sıkıntılarının giderilmesini isterse,
zor durumda olan birisini sevindirsin."...
*************************************************************
Ne zaman sana açılacak olsam, seni yalnız bulamıyorum.
Şans bu ya; seni yalnız bulduğumda, kendimi bulamıyorum..
*************************************************************
Hayat dediğin ALLAH için değilse,
Ne çıkar kainat önünde eğilse...
*************************************************************
16 Aralık 2010 Perşembe
12 Aralık 2010 Pazar
Gerçekten Tüyler Ürperten Bir Güzellik...
Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu has...tam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı. Serap ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap"ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra bir ihale için İzmir"e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak:
-"Doktor bey" dedi. "Ben size...dargınım." "Niçin?" diye sordum.
-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"
Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. Onu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır" dedim. "Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."
Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta kala:
-"Doktor bey" dedi. "Ben ölürken ne söylemeliyim?"
-"Senin durumun çok özel" dedim. "Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince "Muhammed"" (s.a.v) sana yeter."
O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap"a sürekli morfin yapıyor ve O"nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek:
-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.
İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap"ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.
Ertesi gün Ona:
-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin."
Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"
-"Kızım" dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."
Salı günü Serap"ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti:
-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
-Doktor beye söyleyin, dedi. Azrail, Onun söylediğinden de güzelmiş!...
[-Onk. Dr. Haluk Nurbaki den gerçek bir hatıra-]
-"Doktor bey" dedi. "Ben size...dargınım." "Niçin?" diye sordum.
-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"
Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. Onu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır" dedim. "Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."
Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta kala:
-"Doktor bey" dedi. "Ben ölürken ne söylemeliyim?"
-"Senin durumun çok özel" dedim. "Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince "Muhammed"" (s.a.v) sana yeter."
O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap"a sürekli morfin yapıyor ve O"nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek:
-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.
İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap"ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.
Ertesi gün Ona:
-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin."
Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"
-"Kızım" dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."
Salı günü Serap"ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti:
-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
-Doktor beye söyleyin, dedi. Azrail, Onun söylediğinden de güzelmiş!...
[-Onk. Dr. Haluk Nurbaki den gerçek bir hatıra-]
11 Aralık 2010 Cumartesi
Güzel Sözler...
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide:
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.. HZ MEVLANA
************************************************************
Ağaçtan düşen "YAPRAK" kurumaya..
"GÖNÜLDEN" düşen "INSAN" unutulmaya "MAHKUMDUR... (NFK)
************************************************************
Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey,
işte bu yüzden sevgili'ye " yar " denir... (Hz Mevlana)
*************************************************************
Mecnun olup Leyla için çöller aşmışsın ne fayda!
Mümin olup Mevla için secdeye varmadıktan sonra...
*************************************************************
Kuşa 'uçma', balığa 'yüzme' demek gibidir.
"Seni çok seviyorum" diyene, "Arkadaş kalalım" demek !
*************************************************************
Herkes aynı fikirdeyse hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir...
*************************************************************
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü HZ Peygamber . . . !
*************************************************************
İnsanda yok ise Edep, neylesin medrese, neylesin mektep!
Okusa Alim'de olsa, yine Merkep, yine Merkep..!
*************************************************************
Kadın Mezarlığa Girerken Başını Kapıyor,Dışarı Çıkarken Açıyor,
Ölüye Karşı Kapayıp, Diriye Karşı Açmak Akıl Almaz..!(NFK)
*************************************************************
Misafirsin bu hanede ey gönül,umduğunla değil bulduğunla gül,
Hane sahibi ne derse o olur; ne kimseye sitem eyle ne üzül...
Hz Mevlana
*************************************************************
Kapımıza gelen her kim ki nefsini şeytandan ve firavundan aşağı bilmezse
bizden birşey alamaz"
Şah-ı Nakşibend Hz.leri (K.S.A)
*************************************************************
"Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem ;
Onsuz, ebedi hayat benim olsa istemem !
*************************************************************
Gençliğine güvenipte vakit çok erken derken;
Bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken.
NFK
*************************************************************
Herşeyin İlacı Zaman Diyenler...
Birde Bu Kelimeyi Tersten Okumayı Deneseler....
(NFK)
*************************************************************
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.. HZ MEVLANA
************************************************************
Ağaçtan düşen "YAPRAK" kurumaya..
"GÖNÜLDEN" düşen "INSAN" unutulmaya "MAHKUMDUR... (NFK)
************************************************************
Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey,
işte bu yüzden sevgili'ye " yar " denir... (Hz Mevlana)
*************************************************************
Mecnun olup Leyla için çöller aşmışsın ne fayda!
Mümin olup Mevla için secdeye varmadıktan sonra...
*************************************************************
Kuşa 'uçma', balığa 'yüzme' demek gibidir.
"Seni çok seviyorum" diyene, "Arkadaş kalalım" demek !
*************************************************************
Herkes aynı fikirdeyse hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir...
*************************************************************
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü HZ Peygamber . . . !
*************************************************************
İnsanda yok ise Edep, neylesin medrese, neylesin mektep!
Okusa Alim'de olsa, yine Merkep, yine Merkep..!
*************************************************************
Kadın Mezarlığa Girerken Başını Kapıyor,Dışarı Çıkarken Açıyor,
Ölüye Karşı Kapayıp, Diriye Karşı Açmak Akıl Almaz..!(NFK)
*************************************************************
Misafirsin bu hanede ey gönül,umduğunla değil bulduğunla gül,
Hane sahibi ne derse o olur; ne kimseye sitem eyle ne üzül...
Hz Mevlana
*************************************************************
Kapımıza gelen her kim ki nefsini şeytandan ve firavundan aşağı bilmezse
bizden birşey alamaz"
Şah-ı Nakşibend Hz.leri (K.S.A)
*************************************************************
"Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem ;
Onsuz, ebedi hayat benim olsa istemem !
*************************************************************
Gençliğine güvenipte vakit çok erken derken;
Bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken.
NFK
*************************************************************
Herşeyin İlacı Zaman Diyenler...
Birde Bu Kelimeyi Tersten Okumayı Deneseler....
(NFK)
*************************************************************
8 Aralık 2010 Çarşamba
Güzel Sözler
Ne diye kızıyorsun ki şeytana, bi besmele çek, o kızsın sana...
***********************************************************
Elindeyse zamana 'dur, geçme' diye dayat,
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
***********************************************************
Dinde zorlama yoktur insan hürdür elbette,
İster dünyada pişer ister ahirette. [Necip Fazıl Kısakürek]
***********************************************************
Sevgi ne kadar derinse acısı da o kadar büyük olur.
***********************************************************
Pinokyo tahta mahta ama yalan söylerken burnu uzuyordu..
Ya şimdi ki insanların, yüzü bile kızarmıyor ;)
***********************************************************
Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir.
Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir..
***********************************************************
Soru AŞK Olursa, Cevaba ALLAH (C.C) Yakışır...:
***********************************************************
Kalpsizsin ! diyemem. Nefes alabildiğine göre mutlaka bir kalbin var.
Zaten bu ruhsuzluğunla o kalp; ancak nefes almaya yarar.
***********************************************************
Geride bıraktıklarına odaklanırsan,önünde seni bekleyenleri göremezsin!
***********************************************************
Dünyadaki en kısa fıkra: Necip Fazıl Kısakürek'ten ;
İki kadın sessiz sessiz oturuyorlarmış... :))
***********************************************************
Boş Adamları Cehennemin En Beter Yerine Bir Tekmeyle Atasım Var.
Sevince Satanlara, ANLIK ZEVKE TAPANLARA; Cümleten Sövesim Var...
***********************************************************
Nokta, her zaman bir son demek değildir.
Bazan de kendinden sonra gelecek olan harfin büyük olacağını gösterir.
(Adam Faver)
************************************************************
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide:
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.. HZ MEVLANA
************************************************************
Ahmed Güney...
***********************************************************
Elindeyse zamana 'dur, geçme' diye dayat,
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.
***********************************************************
Dinde zorlama yoktur insan hürdür elbette,
İster dünyada pişer ister ahirette. [Necip Fazıl Kısakürek]
***********************************************************
Sevgi ne kadar derinse acısı da o kadar büyük olur.
***********************************************************
Pinokyo tahta mahta ama yalan söylerken burnu uzuyordu..
Ya şimdi ki insanların, yüzü bile kızarmıyor ;)
***********************************************************
Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir.
Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir..
***********************************************************
Soru AŞK Olursa, Cevaba ALLAH (C.C) Yakışır...:
***********************************************************
Kalpsizsin ! diyemem. Nefes alabildiğine göre mutlaka bir kalbin var.
Zaten bu ruhsuzluğunla o kalp; ancak nefes almaya yarar.
***********************************************************
Geride bıraktıklarına odaklanırsan,önünde seni bekleyenleri göremezsin!
***********************************************************
Dünyadaki en kısa fıkra: Necip Fazıl Kısakürek'ten ;
İki kadın sessiz sessiz oturuyorlarmış... :))
***********************************************************
Boş Adamları Cehennemin En Beter Yerine Bir Tekmeyle Atasım Var.
Sevince Satanlara, ANLIK ZEVKE TAPANLARA; Cümleten Sövesim Var...
***********************************************************
Nokta, her zaman bir son demek değildir.
Bazan de kendinden sonra gelecek olan harfin büyük olacağını gösterir.
(Adam Faver)
************************************************************
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide:
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.. HZ MEVLANA
************************************************************
Ahmed Güney...
4 Aralık 2010 Cumartesi
Namaz Mü'minin Miracıdır...
NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR...
Yine'mi basini Secde'ye vurmadan yatacaksin Yine'mi Melekleri aglatip, iblis'e kanacaksin
Söylesene!
......
Sen ne zaman nefsine ok atacaksın Ne sabah kildin! Ne Ögle... ne de ikindi! Ne o...! Yoksa Elin-Ayagin mi kilitlendi?
Aksami da kilmadin! Hadi bari Yatsiyi kil Sen de... Secdelilerin arasina katil Hadi be...! Siva kollarini, ve Abdest'ini al Vur basini Secde'ye! Cennet'in düsüne dal
Dün iblise egilen boynun, Bügün Allah'a egilsin Sen Allah'in kulusun, iblisin kulu degilsin
Namaz, Mü-min'in Miracidir,
ayirma basini Secde'den Bomba altinda bile,
Secde'den ayrilmadi deden Sen de "Vur basini Secde 'ye "
...sevinsin Seccaden
Öyle vur ki, hic bir sey koparamasin seni Secde'den Vur basini derken... Anliyorsun degil mi?... kendi basini...
Yoksa incitme, (sebepsiz) kafirin dahi, Gözünü-kasini
Vur basini Secde'ye...
yani, Namaz kil demek Yakisiyor mu Mümin'e, Secdesiz Gün gecirmek Tiryakisi ol... "Allah'u Ekber sözünün Senin de Nuru olsun Namaz gözünün, Hadi durma!
Vur basini Secde'ye
Vur ki,
daha yakin ol
"EL ALIY'YE Nefsin diyebilir ki,
"Bugün söz ver! Yarin kilarsin..."
Azrail (a.s.) ile karsilasinca, bu sözleri daha iyi anlarsin.
Yine'mi basini Secde'ye vurmadan yatacaksin Yine'mi Melekleri aglatip, iblis'e kanacaksin
Söylesene!
......
Sen ne zaman nefsine ok atacaksın Ne sabah kildin! Ne Ögle... ne de ikindi! Ne o...! Yoksa Elin-Ayagin mi kilitlendi?
Aksami da kilmadin! Hadi bari Yatsiyi kil Sen de... Secdelilerin arasina katil Hadi be...! Siva kollarini, ve Abdest'ini al Vur basini Secde'ye! Cennet'in düsüne dal
Dün iblise egilen boynun, Bügün Allah'a egilsin Sen Allah'in kulusun, iblisin kulu degilsin
Namaz, Mü-min'in Miracidir,
ayirma basini Secde'den Bomba altinda bile,
Secde'den ayrilmadi deden Sen de "Vur basini Secde 'ye "
...sevinsin Seccaden
Öyle vur ki, hic bir sey koparamasin seni Secde'den Vur basini derken... Anliyorsun degil mi?... kendi basini...
Yoksa incitme, (sebepsiz) kafirin dahi, Gözünü-kasini
Vur basini Secde'ye...
yani, Namaz kil demek Yakisiyor mu Mümin'e, Secdesiz Gün gecirmek Tiryakisi ol... "Allah'u Ekber sözünün Senin de Nuru olsun Namaz gözünün, Hadi durma!
Vur basini Secde'ye
Vur ki,
daha yakin ol
"EL ALIY'YE Nefsin diyebilir ki,
"Bugün söz ver! Yarin kilarsin..."
Azrail (a.s.) ile karsilasinca, bu sözleri daha iyi anlarsin.
YAVUZ SELİM HAN'DAN BÜYÜK DERS...
Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim bir gün pazarı geziyor. Saka kuşlarının satıldığı tezgaha yönelir. Bütün sakalar bir altındır fakat bir tanesi varki ayrı bır kafes içinde hemde elli altındır. Yavuz Sultan Selim sorar; hepsi bir altında bu neden elli altın.? Satıcı: Hünkarım elli altınlık olan ötüşüyle tüm sakaları ya...nına çeker ve kolayca yakalanmalarını sağlar. Hünkar adama yüz altın verir ver okuşu bakalım der. Millet hünkarın etrafını sarmış koca Padişah ne yapacak dıye düşünürken; padişah kuşun kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırır ve derki;
" KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR".
" KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR".
29 Kasım 2010 Pazartesi
Biz Osmanlı Torunlarıyız(!)
EVET BİZ OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN TORUNLARIYIZ.ÇOK GÜZEL.PEKİ DEDELERİMİZ,ATALARIMIZ,CEDDİMİZ,OSMANLI DEDELERİMİZ BİZLERİ TORUN OLARAK KABUL EDİYOR MU ACABA?
BİZİM DEDELERİMİZ NE YAPTILAR TARİHTE?BİZ NELER YAPIYORUZ BUGÜN?BİKEZ SORSAK KENDİMİZE, ÇEVREMİZE.CEVAP BELLİ:
BU AKŞAM ŞU DİZİ VARDI,HE ÇOK GÜZEL,YARIN MAÇ VAR,ÖBÜRGÜN ŞU EĞLENCE PROGRAMI,HAA Bİ DE MAGAZİN VARDI DİMİ.OLMAZSA OLMAZ KİM KİMLE ÇIKMIŞ,KİM KİME LAF ATMIŞ?KİM DAHA GÜZEL ŞARKI SÖYLEMİŞ?KİM DAHA ÇOK KAZANMIŞ?KİM GOL ATMIŞ?VE DAHA BİRÇOK BENZERİ KONULAR.YAHU ARKADAŞ ANLADIM "KİM GOL ATMIŞ?" TAMAM, GÜZEL."NASIL ATMIŞ?" ALLAH ALLAH!KAÇ METREDEN ATMIŞ.YANİ DEMEK İSTEDİĞİM TAMAM İNSAN EĞLENCEYE DE VAKİT AYIRIR AMA ONU BİLE TARTIŞIRIZ,KURCALARIZ,KAVGA DÖVÜŞ EDERİZ.İŞTE BİZ OSMANLI TORUNLARI OLARAK BUNLARI YAPIYORUZ.KAZANILMASI ZOR OLAN ŞEYLERİ(PARA,SEVGİ VS...)MADDİ MANEVİ BENLİK UĞRUNA HARCIYORUZ.
BUNLARI GÖZ ÖNÜNE ALDIĞIMIZ DA TEKRAR SORUYORUM: ATALARIMIZ BİZE TORUN GÖZÜYLE BAKIYORLAR MI?
EĞER BİZ ONLARIN SOYLARINI SÜRDÜRÜYORSAK KENDİMİZE GELELİM.ONLAR NASIL KAZANDILAR BU TOPRAKLARI? EĞLENCEYLE VEYA KAVGA DÖVÜŞLE Mİ,KENDİ ARALARINDA? HAYIR BARIŞLA,SEVGİYLE,KARDEŞLİKLE,DOSTLUKLA,HOŞGÖRÜYLE...
O ZAMAN GELİN BİZ DE,BİRBİRİMİZİ SEVELİM,HOŞGÖRÜ GÖSTERELİM,HATALARIMIZI GÜZEL Bİ ŞEKİLDE SÖYLEYELİM, MEMLEKETİMİZE,VATANIMIZA NASIL DAHA ÇOK KATKI SAĞLAYABİLİRİZ BUNLARI DÜŞÜNELİM.BUNLARI YAPARSAK ZATEN EĞLENMİŞ OLURUZ.SIKINTI KALMAZ.
AMA DÜŞÜNÜYORUM DA; ŞU YAZDIKLARIMIZ,SÖYLEDİKLERİMİZ KALIPLAŞMIŞ NEREDEYSE.SÖYLÜYORUZ AMA UYGULAYAMIYORUZ.GELİN BARİ NASIL UYGULAYABİLİRİZ,ONLARI DÜŞÜNELİM....
Yorumlarınızı bekliyorum....
AHMET GÜNEY
BİZİM DEDELERİMİZ NE YAPTILAR TARİHTE?BİZ NELER YAPIYORUZ BUGÜN?BİKEZ SORSAK KENDİMİZE, ÇEVREMİZE.CEVAP BELLİ:
BU AKŞAM ŞU DİZİ VARDI,HE ÇOK GÜZEL,YARIN MAÇ VAR,ÖBÜRGÜN ŞU EĞLENCE PROGRAMI,HAA Bİ DE MAGAZİN VARDI DİMİ.OLMAZSA OLMAZ KİM KİMLE ÇIKMIŞ,KİM KİME LAF ATMIŞ?KİM DAHA GÜZEL ŞARKI SÖYLEMİŞ?KİM DAHA ÇOK KAZANMIŞ?KİM GOL ATMIŞ?VE DAHA BİRÇOK BENZERİ KONULAR.YAHU ARKADAŞ ANLADIM "KİM GOL ATMIŞ?" TAMAM, GÜZEL."NASIL ATMIŞ?" ALLAH ALLAH!KAÇ METREDEN ATMIŞ.YANİ DEMEK İSTEDİĞİM TAMAM İNSAN EĞLENCEYE DE VAKİT AYIRIR AMA ONU BİLE TARTIŞIRIZ,KURCALARIZ,KAVGA DÖVÜŞ EDERİZ.İŞTE BİZ OSMANLI TORUNLARI OLARAK BUNLARI YAPIYORUZ.KAZANILMASI ZOR OLAN ŞEYLERİ(PARA,SEVGİ VS...)MADDİ MANEVİ BENLİK UĞRUNA HARCIYORUZ.
BUNLARI GÖZ ÖNÜNE ALDIĞIMIZ DA TEKRAR SORUYORUM: ATALARIMIZ BİZE TORUN GÖZÜYLE BAKIYORLAR MI?
EĞER BİZ ONLARIN SOYLARINI SÜRDÜRÜYORSAK KENDİMİZE GELELİM.ONLAR NASIL KAZANDILAR BU TOPRAKLARI? EĞLENCEYLE VEYA KAVGA DÖVÜŞLE Mİ,KENDİ ARALARINDA? HAYIR BARIŞLA,SEVGİYLE,KARDEŞLİKLE,DOSTLUKLA,HOŞGÖRÜYLE...
O ZAMAN GELİN BİZ DE,BİRBİRİMİZİ SEVELİM,HOŞGÖRÜ GÖSTERELİM,HATALARIMIZI GÜZEL Bİ ŞEKİLDE SÖYLEYELİM, MEMLEKETİMİZE,VATANIMIZA NASIL DAHA ÇOK KATKI SAĞLAYABİLİRİZ BUNLARI DÜŞÜNELİM.BUNLARI YAPARSAK ZATEN EĞLENMİŞ OLURUZ.SIKINTI KALMAZ.
AMA DÜŞÜNÜYORUM DA; ŞU YAZDIKLARIMIZ,SÖYLEDİKLERİMİZ KALIPLAŞMIŞ NEREDEYSE.SÖYLÜYORUZ AMA UYGULAYAMIYORUZ.GELİN BARİ NASIL UYGULAYABİLİRİZ,ONLARI DÜŞÜNELİM....
Yorumlarınızı bekliyorum....
AHMET GÜNEY
Güzel Sözler
'Bir hayatki Sonu cennettir Sıkıntıdan ne çıkar?'' '
'Bir Hayat ki Sonu Cehennemdir Rahatından ne çıkar?''
****************************************************
"Öfkenin ateşi önce sahibini yakar. Sonra, kıvılcımı düşmana ya varır,
ya varmaz.."
****************************************************
"İman edip hayırlı işler yapanların son duaları;
'Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun' cümlesidir."
Hz. Muhammed(sav)
****************************************************
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, demek ki hiçbir şey bizim değil..!
****************************************************
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın,
tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?..
****************************************************
Mecnun'a göre aşk; Leyla'dır,
Leyla; gecedir
Gece aşkın rengidir,
Mecnun'a göre gerçek aşk;
Leyla'dan geçip, kendinden geçip
MEVLA'ya ulaşmaktır...
***************************************************
Gözümden Akan Yaşı Silecek Değil,
Gözümden Yaş Akıtmayacak Bir Yar Nasip Et Yarabbim. . . !
***************************************************
Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda ,
yuttuğumuz halde acı gerçeği ancak damla damla yutarız.
****************************************************
Göz; Allah'ın kudret ve sanatını görmek içindir..
Eşin,dostun ayıplarını ve haramlarını görmek için değildir..
Hz Mevlana
***************************************************
Ya Allah'a Baş Eğer Hiç Kimseye Eğmezsin;
Ya Herkese Baş Eğer Hiçbir Şeye Değmezsin !
(N.F.K)
****************************************************
Eğer herkes dost sandığı kimselerin birde kendi arkasıından söylemiş olduklarını duysaydı,
dünyada dost kalmazdı...!
*****************************************************
Allah'IM! Suskunluğumu tefekkür eyle, baktığımda ibret alayım.
Dilimi zikir eyle, hep seni anayım...!
(ÂMİN)
*******************************************************
'Bir Hayat ki Sonu Cehennemdir Rahatından ne çıkar?''
****************************************************
"Öfkenin ateşi önce sahibini yakar. Sonra, kıvılcımı düşmana ya varır,
ya varmaz.."
****************************************************
"İman edip hayırlı işler yapanların son duaları;
'Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun' cümlesidir."
Hz. Muhammed(sav)
****************************************************
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, demek ki hiçbir şey bizim değil..!
****************************************************
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın,
tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?..
****************************************************
Mecnun'a göre aşk; Leyla'dır,
Leyla; gecedir
Gece aşkın rengidir,
Mecnun'a göre gerçek aşk;
Leyla'dan geçip, kendinden geçip
MEVLA'ya ulaşmaktır...
***************************************************
Gözümden Akan Yaşı Silecek Değil,
Gözümden Yaş Akıtmayacak Bir Yar Nasip Et Yarabbim. . . !
***************************************************
Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda ,
yuttuğumuz halde acı gerçeği ancak damla damla yutarız.
****************************************************
Göz; Allah'ın kudret ve sanatını görmek içindir..
Eşin,dostun ayıplarını ve haramlarını görmek için değildir..
Hz Mevlana
***************************************************
Ya Allah'a Baş Eğer Hiç Kimseye Eğmezsin;
Ya Herkese Baş Eğer Hiçbir Şeye Değmezsin !
(N.F.K)
****************************************************
Eğer herkes dost sandığı kimselerin birde kendi arkasıından söylemiş olduklarını duysaydı,
dünyada dost kalmazdı...!
*****************************************************
Allah'IM! Suskunluğumu tefekkür eyle, baktığımda ibret alayım.
Dilimi zikir eyle, hep seni anayım...!
(ÂMİN)
*******************************************************
28 Kasım 2010 Pazar
20 KURUŞ
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyordu.
Birgün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 "kuruş" fazla verdi. İmam efendi yanlışlığı, yerine oturup, parasını sayınca fark etti. Kendi kendine düşünmeye başladı; "20 kuruşu geri versem mi vermesem mi acaba şoföre?"
Ama içinden bir ses diyordu ki; "Bu çok küçük bir para. Şoförün zaten umurunda da değil. Otobüs şirketi için 20 kuruş ne fark eder? Bu parayı Allah'tan gelen bir hediye gibi... düşünebilirim"
İneceği durağa gelince, imam kalktı yerinden ve şoförün yanına yaklaştı. Fikrini değiştirmişti. İnmeden önce şoförün yanına sokuldu. "Sizden bilet alırken, bana 20 kuruş fazla vermişsiniz. Oturunca fark ettim" dedi ve ekledi "Buyurun paranızın süstü olan 20 kuruşu."
Şoför gülümseyerek baktı imam efendiye ve "Siz camiinin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum. İslam'ı öğrenmek için. Size, bilerek fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim."
Şoförün sözleri üzerine imam şoka girmişti adeta. İnerken nerdeyse bacaklarını hissetmiyordu. Yere yığılacakmışcasına bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışıyordu. Bu arada, gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne baktı ve dedi ki:
"Allah'ım az daha İslam'ı 20 kuruşa satıyordum!"
Birgün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 "kuruş" fazla verdi. İmam efendi yanlışlığı, yerine oturup, parasını sayınca fark etti. Kendi kendine düşünmeye başladı; "20 kuruşu geri versem mi vermesem mi acaba şoföre?"
Ama içinden bir ses diyordu ki; "Bu çok küçük bir para. Şoförün zaten umurunda da değil. Otobüs şirketi için 20 kuruş ne fark eder? Bu parayı Allah'tan gelen bir hediye gibi... düşünebilirim"
İneceği durağa gelince, imam kalktı yerinden ve şoförün yanına yaklaştı. Fikrini değiştirmişti. İnmeden önce şoförün yanına sokuldu. "Sizden bilet alırken, bana 20 kuruş fazla vermişsiniz. Oturunca fark ettim" dedi ve ekledi "Buyurun paranızın süstü olan 20 kuruşu."
Şoför gülümseyerek baktı imam efendiye ve "Siz camiinin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum. İslam'ı öğrenmek için. Size, bilerek fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim."
Şoförün sözleri üzerine imam şoka girmişti adeta. İnerken nerdeyse bacaklarını hissetmiyordu. Yere yığılacakmışcasına bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışıyordu. Bu arada, gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne baktı ve dedi ki:
"Allah'ım az daha İslam'ı 20 kuruşa satıyordum!"
ONU DA SEN AĞIRLA
Günahkâr bir adamdı
Ayık gezmezdi.
Bütün bir köy halkı yaka silkiyordu adamdan
“Ölse de bir kurtulsak” diyorlardı
Bir karısı vardı adamın, bir de kendisi.
Hiç çocukları olmamıştı.
Köy halkı böyle bir adamın zürriyetinin olmadığına memnundu.
Kadın ise adamın haline üzülse de ses çıkaramazdı.
Otuz yıldır evliydiler. Döverdi, kızardı, her gün biriyle kavga ederdi.
Ama kocasıydı işte, evinin erkeği idi.
Adam iyice yaşlanmıştı artık.
Öksürük nöbetleri uykusunu bölüyor,
İki basamak merdiven çıksa nefes nefese kalıyor, titreyen elleriyle sigarayı zor sarıyordu.
İyice zayıflamış, zaten kısacık olan boyuyla bir çocuk gibi kalmıştı.
Kadıncağız ellerini açıp dualar ediyor,
“Ahir ömründe olsun şu adamın hali biraz düzelsin” diye yalvarıyordu Allah’a…
Adam bir sabah evden çıktı.
Fakat ertesi sabah oldu dönmedi.
Tan yeri ağarırken kadın aramaya çıktı kocasını.
Kim bilir nerede sızıp kalmıştı!
Köyün üst tarafındaki çeşmenin başına gitti önce,
Orada içerdi adam, bulamadı.
Yakındaki tarlaları aradı,
Köyün dört bir yanına baktı, yoktu.
“Eve gelmiştir belki” diyerek koşarak geri geldi.
Hayır, dönmemişti.
Güneş inmek üzereydi.
Acele bir abdest aldı, namaza durdu.
Duası bitmek üzereydi ki, kapının çaldığını duydu.
Öksürüyor, eliyle göğsünü işaret ediyordu.
Kadın koluna girdi kocasının, güç bela sedire kadar taşıdı.
Uzandı adam.
Karısının yüzüne baktı.
Ağlıyordu.
Doğrulmak ister gibi yaptı,
“Hakkını helal et” diyecekti.
Lafının sonunu getiremedi,
Başı yastığa düştü.
Ölmüştü…
Kadıncağız, kocasının başında epeyce bir ağlayıp feryat etti.
Biraz kendine gelince gözlerini sildi, yemenisi bağladı.
Kalktı, imamın evine gitti.
-Hocam… diyebildi hıçkırarak… Bizimki…
Söyleyemiyordu, ama imam efendi durumu anlamıştı.
Kadının yüzüne baktı,
“Köylü ne der” diye düşündü, bocaladı…
-O mendebur, bir kez bile caminin kapısından içeri girmedi,
Kaldırmam onun cenazesini” diyerek kapattı kapıyı.
Kahroldu kadın.
“Nereye gitsem, ne yapsam” diye düşündü.
Kimseleri yoktu ki…
Çaresiz, eve döndü.
Yıkadı kocasını, sandıktan çıkardığı beyaz bir çarşafa sardı,
Omzuna aldı, mezarlığın yolunu tuttu.
Caminin köşesinden dönerken, muhtar ve köylülerin
Kendisine doğru gelmekte olduğunu gördü.
Bir kez daha düğümlendi boğazı,
Cenazesi omzundan kayarken
Dizlerinin üstüne çöktü, ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı.
Hışımla yaklaştı muhtar:
-Onu nereye götürüyorsun, dedi.
Mezarlığa gömeyim deme sakın!
Sağlığında biz çektik,
Bir de ölülerimiz çekmesin o herifin elinden…
Kadın gözlerini çarşafın üstüne dikmiş, öylece duruyordu.
Birden bağırmaya başladı,
Delirmiş gibiydi sanki.
Kalabalık yanından korkuyla uzaklaşırken,
Cenazesini tekrar yüklendi,
Köyün dışına doğru yürümeye başladı.
Kan ter içinde kalmıştı kadın,
Artık adım atacak hâli yoktu.
Kendi kendine:
-Şuracığa gömeyim adamımı,
Kimseler rahatsız olmaz burada, dedi.
Tam o anda bir ayak sesi duyuldu, irkildi.
Bir çobandı gelen.
Kadıncağız her şeyi olduğu gibi anlattı.
Üzüldü çoban, gözleri doldu.
-Dert etme, dedi. Ben yardım ederim sana.
Bir çukur kazıp, cenazeyi gömdüler.
Çoban başucunda durdu mezarın, ellerini açtı, dua etti.
Birkaç çiçek buldu kadın,
Toprağın üstüne serpti.
Çobana dualar ederek döndü evine,
Yorulmuştu.
Camın kenarına oturup, uzaklara daldı.
Uyuyup kalmıştı oracıkta…
Ertesi sabah imamın kapısı çaldı telaşla,
Muhtar, bir yandan tekmeyi vuruyor, bir yandan da;
-İmam efendi, imam efendi… diye bağırıyordu.
İmam korkuyla açtı kapıyı.
-Bir rûya gördüm, dedi muhtar.
Hocam o berduş, o serseri adam cennetteydi,
Bana gülüyor, “hakkım sana bile helal olsun”, diyordu.
Rûyayı duyan imamın benzi attı,
Kendisi de hemen hemen aynı rûyayı görmüştü.
-Gel hele içeri gel, demeye kalmadı, köyün delisini gördüler.
Koşarak geliyor, bir yandan da bağırıyordu.
-Demedim mi ben, demedim mi size,
Rûyamda gördüm, rûyamda…
Birkaç köylü daha benzer rûyalar gördüğünü söyleyince karar verdiler.
Özür dileyecek, kendilerini affettirmeye çalışacak,
Bu arada işin aslını öğreneceklerdi.
Bir şeyler olmuştu ama ne?
Adamın evine vardıklarında kapıyı açan kadın şaşkındı.
Kapıyı yüzlerine kapatacak oldu, yapamadı.
Gelenler olup biteni anlatıp özür diledi,
Cenazeyi nereye defnettiğini, neler olduğunu sordular.
Kadıncağız her şeyi anlattı.
Can kulağı ile dinlediler ve
Çobanı bulmaya karar verdiler.
Bir yandan yürüyor,
Bir yandan aralarında konuşuyorlardı:
-Bu çoban bir evliyaydı her halde,
Belki de hızırdı,
Aslında ölen adam da o kadar kötü bir adam değildi…
Tarif edilen yere geldiklerinde, çoban koyunlarını otlatıyordu.
Gelenleri görünce ayağa kalktı,
“Hayırdır inşallah” dedi…
Oturdular.
Onlara süt ikram etti, konuşmaya başladılar.
Çoban söylenenlerden hiç bir şey anlamamıştı.
Cenazeyi nasıl defnettiklerini anlattı.
-Ben bir garip kulum, dedi.
“Cenazeyi defnettik,
Başucunda durup bir dua ettim sadece, hepsi bu…”
Merakla nasıl bir dua ettiğini sordular,
Çoban da söyledi:
-Allahım,
Ben dağda koyunlarımı otlatırken,
Kulların gelirler yanıma,
Selam verirler
“Senin selamınla gelen,
Senin misafirindir” der, ağırlarım.
Süt ikram eder,
Azığımı paylaşırım…
Şimdi de,
Ben sana bir misafir yolluyorum,
Onu da sen ağırla...
Benim Adım `Aşk`
Evliyanın sözündeki muhabbet, Embiyanın yüzündeki nur benim. Kimsesizim hımsım da yok hasmım da, Görünmezim cismim de yok resmim de, Dil üzmezim tek hece var ismimde, Barınağım gönül denen yer benim… Benim adım aşk… CEMAL SÂFİ |
Kainatta Her Ne Varsa Üç Harf İle Beş Nokta; Ayın,Şın,Kaf
İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk
Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk
Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhı çok
Firkatli nesnedir aşk
Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk
Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk
Yunus Emre
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk
Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk
Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhı çok
Firkatli nesnedir aşk
Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk
Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk
Yunus Emre
"Güzel Sözler"
Dünya Güzel Olsaydı, Doğarken Ağlamazdık...
Yaşarken Temiz Kalsaydık Ölünce Yıkanmazdık ..!(NFK)
************************************************
Baktığımız her ufkun öte yanına hasret;
Bir ömür sürüyoruz; nereye varsak hicret... (NFK)
************************************************
Hayat dediğin ALLAH CC. icin değilse, ne çıkar hayat önünde eğilse...
(Necip Fazıl Kısakürek)
************************************************
Büyüklerin kalbi, cennetin kapisi gibidir.
Büyüklerin kalbine giren cennete girmiş olur .
(Seyyid Abdulhakim Arvasi Hz.)
************************************************
Misafirsin bu hanede ey gönül,
umduğunla değil bulduğunla gül,
hane sahibi ne derse o olur ,
ne kimseye sitem eyle ne üzül...
(Hz Mevlana)
***********************************************
Gençliğine güvenipte vakit çok erken derken;
Bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken.
(NFK)
**************************************************
HüzünLe titreyen kaLbe ince bir "AH" Dokunur...
KaLbi kırık oLanın kaLbine ALLAH (C.C) Dokunur..
***************************************************
İnsanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı.
Gün geldi eşyalar sevilir, insanlar kullanılır oldu..
***************************************************
Ya Allah'a Baş Eğer Hiç Kimseye Eğmezsin;
Ya Herkese Baş Eğer Hiçbir Şeye Değmezsin !(NFK)
****************************************************
"Rabbim beni hidayete erdikten sonra, ayagimı kaydirma.
Bana merhametinle muamele eyle."(Hz. Muhammed [s.a.v])
****************************************************
Göz kaptırdığım renkten , kulak verdiğim sesten ,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten..
****************************************************
Size iki nasihatçi bıraktım. Bunlardan biri susar,diğeri konuşur.
Susan nasihatçi ölüm, konuşan ise Kur'an-ı Kerim'dir .
[ Hz. Muhammed Mustafa s.a.v ]
****************************************************
Dört şeyi dört yere bırakın;
*Uyumayı kabre..
*Rahatı sırat köprüsüne..
*Övünmeyi mizana...
*Arzu ve istekleri CENNETE...(Hz. Mevlâna)
****************************************************
Güzeli Güzel Yapan Edeptir,
Edep İse Güzeli Sevmeye Sebeptir..!
****************************************************
EĞER BİR GÜN DÜNYA YA AİT,ÇOK BÜYÜK BİR DERDİN OLURSA;
RABB'İNE DÖNÜP ''Benim BÜYÜK BİR DERDİM VAR''Deme !
DERDİNE DÖNÜP''Benim ÇOK BÜYÜK BİR RABB'IM VAR''DE !!
****************************************************
Yaşarken Temiz Kalsaydık Ölünce Yıkanmazdık ..!(NFK)
************************************************
Baktığımız her ufkun öte yanına hasret;
Bir ömür sürüyoruz; nereye varsak hicret... (NFK)
************************************************
Hayat dediğin ALLAH CC. icin değilse, ne çıkar hayat önünde eğilse...
(Necip Fazıl Kısakürek)
************************************************
Büyüklerin kalbi, cennetin kapisi gibidir.
Büyüklerin kalbine giren cennete girmiş olur .
(Seyyid Abdulhakim Arvasi Hz.)
************************************************
Misafirsin bu hanede ey gönül,
umduğunla değil bulduğunla gül,
hane sahibi ne derse o olur ,
ne kimseye sitem eyle ne üzül...
(Hz Mevlana)
***********************************************
Gençliğine güvenipte vakit çok erken derken;
Bir bakmışsın elveda bile diyememişsin giderken.
(NFK)
**************************************************
HüzünLe titreyen kaLbe ince bir "AH" Dokunur...
KaLbi kırık oLanın kaLbine ALLAH (C.C) Dokunur..
***************************************************
İnsanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı.
Gün geldi eşyalar sevilir, insanlar kullanılır oldu..
***************************************************
Ya Allah'a Baş Eğer Hiç Kimseye Eğmezsin;
Ya Herkese Baş Eğer Hiçbir Şeye Değmezsin !(NFK)
****************************************************
"Rabbim beni hidayete erdikten sonra, ayagimı kaydirma.
Bana merhametinle muamele eyle."(Hz. Muhammed [s.a.v])
****************************************************
Göz kaptırdığım renkten , kulak verdiğim sesten ,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten..
****************************************************
Size iki nasihatçi bıraktım. Bunlardan biri susar,diğeri konuşur.
Susan nasihatçi ölüm, konuşan ise Kur'an-ı Kerim'dir .
[ Hz. Muhammed Mustafa s.a.v ]
****************************************************
Dört şeyi dört yere bırakın;
*Uyumayı kabre..
*Rahatı sırat köprüsüne..
*Övünmeyi mizana...
*Arzu ve istekleri CENNETE...(Hz. Mevlâna)
****************************************************
Güzeli Güzel Yapan Edeptir,
Edep İse Güzeli Sevmeye Sebeptir..!
****************************************************
EĞER BİR GÜN DÜNYA YA AİT,ÇOK BÜYÜK BİR DERDİN OLURSA;
RABB'İNE DÖNÜP ''Benim BÜYÜK BİR DERDİM VAR''Deme !
DERDİNE DÖNÜP''Benim ÇOK BÜYÜK BİR RABB'IM VAR''DE !!
****************************************************
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)